8 Haziran 2014 Pazar

DİLEK TUT

Güneşin doğduğu yerde doğurmuşlar beni. Ayın battığı, dünyanın bittiği; bebeklerin sonsuz kez annesizlikten öldüğü yerde doğmuşum. Ondan karaymışım ya böyle. Hem akıllı hem uslu durmuşum. Sevilmek özlemi parmak uçlarımdan damlarken göklere. Dünya altüst olmuş. Bir fırtınaya tutulsam diyorum ve savrulsam senin olduğun kapının eşiğine. Bulsan beni, -çaresizim- acısan. Alsan içeri; yağmur dinse. Sonra durmayan gözyaşımla savrulsak . Beni keskin bir bakışla kapı dışarı ederdin. Düzenli dünyana tufan gibi geldim ya. Benden şüphesiz ki nefret ederdin. Dursa gözyaşlarım -sessizlik- daha bakılır mı sıfatına? Sen pişman ben mağrur. Atmışım bir hışımla kendimi kapı dışına. Soyunuyorum beceriksizce ve sınırlarımı yırtarca. Çıplaklığım karışıyor boş sokaklara; itler ve kuyruklarıyla. İçim yanıyor ve binlerce dilek yağıyor yaz gecemin karanlığına. Yıldızlar avuçlarımda ... Uyuyorum bazen üşüyorum. Anlıyorum kapılar kapalı meczuplara. Titriyorum sarılıyorum dileğim olan binlerce yıldıza.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder