Canımı sıkıyorsun.
Bu böyle yazılmaz.
Edilen her söz kanlı bir dehliz bize; tükeniyoruz.
Tırnak aralarıma sıkışmış kelimelerin kadar ağrılı
bir geceyi sonlandırıyorum.
Görebileceklerimin sınırı sinirlerimi bozuyor. Hayallerimin
dengesiz uçsuzluğu beni afallatıyor. Biraz haki, biraz kedi, biraz duman… Toprakla aramıza demir çitler çekilmiş. Ve
sen kafesin içinde çırpınıyorsun. Varlık dokunuyor yanaklarıma kanlı
damlalarla. Yakınmaya yetecek kadar can bile kalmıyor. Usulluğun yeryüzüne
çarpışını dinlemekti yaptığım. Kimileri fırtınanın aksi derdi sözlerime
kimileri sayıklamak. Ancak yazmaya mal olabiliyordu bitenler. Şimdi tüm
seçkinci kötümserliği ile o da aranızda. Bitmeyenler ise satır aralarında
geziniyor; kollarında mor kelepçeler. Kopuyoruz saatimin tiktaklarıyla doğru
orantılı. Yutulacaksın sende istenmediğin bir sahnenin figüranı olarak.
Yoruluyorum kelimesizlikten ve açık olmanın yavan telaşından. Anlatabilmek mi
en saf hali ile mesele yaptığını yoksa susabilmek mi kolay olacak? Susuyoruz; anlaşılmamayı günbegün büyütüyoruz.
Gayem bu;
müphem olmaktan çekinmeye gerek yok. Bazen fısıldadığın sözler yeter. "Arkamdan sakın üzülme" İşte
böyle bir geceye veda bu çifte intihar.