Herşey sevmek,
isyan ve ardından yüreklere çalınan “siyah”la başladı.
Şimdi söyle bana bugün
senin yüreğini hangi renk esir aldı? Sevdaya göz kırpan,
şımarık, uçuk bir maviyle güne başlayıp lacivert örtüler mi
çektin gözlerine? Tüm buruşmuş yüzüne rağmen ekşi bir
sarının tazeliğini yaşadığına memnunken; bir buğday
tarlasının doyumsuz huzuruna kaçmak mı niyetin? Bana rengini
söyle! Ya “kırmızı”ysan... Elmanın mat kırmızısına
kanmayan bir çocuğun eline verilen şekerler kadar yalancı,
parlak, en az onun kadar cazipsen nereye kaçarım. İnsanlığa bir
cennet kadar pahalıya mal olan “kırmızı”, bir bağımlının
şırıngasındaki pıhtılaşmış kan kadar masum
kırmızı,şimdilerde ise orospu kırmızı! Herşeyi çek temize.
Belki teninde nefes aldığımda; ciğerlerimi patlatacak kadar yeşil
güzelliklere yol alacağım. Haki yeşili sevdaları kucaklayacağım.
Binlerce yeşil selamlayacak beni senin kollarındayken;başka hiçbir
renk mesele olmayacak. Sonra düşünceler kafesliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder